21 Ekim 2013 Pazartesi

ince memed

Kurmacanın Büyüsü
Cengiz Gündoğdu
Karga İçin Yazdı


İnce Memed’i okuduğumda sanırım ortaokul sıralarında öğrenciydim.
Bir solukta okumuştum.
Çarpmıştı adeta beni.
Günlerce etkisinde kalmıştım.
Memed’le birlikte kaçmıştım Abdi Ağa’nın zulmünden, Memed’le birlikte âşık olmuştum Hatçe’ye, Memed’le birlikte ağa zulmüne isyan etmiş, eşkıyalara katılmıştım.
Roman okuyup bitirmiştim ama bende bitmemişti roman.
İnce Memed’i, anasını, Hatçe’yi, Topal Ali’yi, Abdi Ağa’yı romanın dışına taşıyıp kafamda yaşatmayı sürdürmüştüm.
Arkadaşlarıma anlatmış, kitaptaki dünyayı onlarla da paylaşmaya çalışmıştım. Ama başaramamıştım. Dilimin büyüsü eksikti.
Herkesin kendince hayal ettiği, olmayı arzuladığı yerler vardır.
Bende de İnce Memed’in yaşadığı coğrafya saplantı hâline gelmişti o yaşlarda. Adana’yı görmüş herkese Dikenlüdüzü’nü, Anavarza Kalesi’ni, Savrun Çayı’nı, Düldül Dağı’nı,  Vayvaylı’yı, sonra da İnce Memed’i soruyordum. Anavarza’dan, Düldül’den haberli olanlara rastlamıyor değildim. Ne yazık ki İnce Memed’i tanıyan yoktu. Bilmemelerine şaşırıyor, bunu bilgisizliklerine yoruyordum.
Araya yıllar girdi, öğretmen olarak Yaşar Kemal’in roman dünyasının coğrafyasına atandım.
Düldül Dağı’nın dibindeki bir ilçeye. İçim içime sığmıyordu.
Öğretmendim artık, kendi paramı kazanacak, dahası yeni yetmeliğimde günlerce hayalimde canlandırdığım coğrafyayı gerçek yüzüyle görecektim.
Rüzgârlı bir aralık günü indim Düldül’ün dibindeki ilçeye. 
Üç yıl yaşadım orada. Daha sonra da İnce Memed’de anlatılan coğrafyanın birçok noktasını görme olanağını buldum. Hayal kırıklığı yaşadım diyemem. 
Ama bugün hâlâ bu coğrafya, Yaşar Kemal’in İnce Memed’de betimlediği, benim de canlandırdığım biçimiyle yaşıyor bende.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder