2 Nisan 2015 Perşembe

yaşanmış zen hikayeleri II / İpek Mecit

Zen Ustası Şöyle Bir Baktı


9.
Buralarda bir camcı yaşıyormuş? Mahiyetinde bir soruyla burun buruna geldi. Beklediğinden daha zor bir soruydu. Zaman kazanmak için burnunu filan çekti. Tam 2 saniye bravo, dedi kendi kendine. Zaten insanoğlu, düşündüklerini kimse duymasın diye sık sık burun çeker, hayal ettiklerini kimse görmesin diye gözlerini kısar ve.
Camcılar da yaşıyor be evlat dedi; biraz sitem, biraz da t harfinden türeyen tükürükle. Her yerde cam var şimdi. Etrafına bir bak. Şu göğe ip gibi sarkan ofis binaları, sen de onlardan birinde yaşıyorsun belli, şu göğe ip atlar gibi atlayan ofis binalarına bir bak, koskoca ve kapı kadar develer saçını düzeltiyor bakıp bakıp, yenilir yıkılır şeyler mi bu ofisler Allahaşkına, insanları kesiyorlar içerde, kimse göremesin diye camdan yapıyorlar bu ofisleri. Sonra bi çocuk taş attı, hop, oldu sana cam kırığı şiirler. Bu dünya kurulurken, mezopotamya takır takır döşenirken, tahta çiviler öküz arabalarına fakirler gibi doluşurken, arş-ı âlânın tam karşısına Babil dikilirken sana sormadılar beyamca, sana bu yapı marketleri miras bıraktılar, bir de silikon tabancası tabii ki.


10.
Selinay, bir kez daha iş başvurusuydu. Yabancı dil, tecrübe, sağlıklı iletişim ve eli ayağı düzgündü. Selinay, bir sandalyeydi.
Ustanın bahçedeki ağacı çimentodan yemeye başlayınca, onu kesip Selinay'ı yapmıştı. Selinay da o gün, ordu milletten biraz daha erken uyanıp iş dünyasının fizik kanunlarına uygun olarak saçını başını şekil yapmıştı. Jöle denince akla gelen bir adam ürkekliğinde merdivenleri indi. Asansörle taşınan eşyalar gördü, taşınan insanların. Güneşe ve suya doğru kımıldayanların, dokununca küsenlerin, küçük, sessiz hareketleri, büyük koşuşturmanın lastik tabanlarına sinen renk ve haftasonu olunca bütün kirlilerin aynı makinada toplanması. Hediye edilebilir bir insan olmak -tanrının anne babaya bir armağanı olmak dışında elbette- işe alınmanın ilk şartıydı. Bazı insanlar di lü lüt diyerek turnikelerden geçerken, bazıları di dot diyerek geçemiyordu. Herkesin bildiği, ama herkesin söyleyemediği bir parola gibiydi böylesi hayatın sırrı. Asgari kalori miktarı yaklaşımıyla çizilen il sınırları ve ülke sınırları vardı. Diyet listeleri vardı. Kahvaltı İzmir gibi, akşam yemeği Bayburt gibi olmalıydı. Selinay, buralarda yaşayan bir camcının önünde bekledi, bekledi.

11.
6,5 milyar büyüklüğünde bir insan, ölülerinden yarattığı eşsiz kompozisyonu gururla sergiledi, herkes de gördü. Artık bilgisayarınızı güvenle kapatabilirsiniz.

12 .
Taksiciye adres sormak ne kadar ayıpsa, Selinay, buralarda yaşayan bir camcının önünde o kadar bekledi. Lastik yuvarlayarak araba oynayan Zen ustası, kararmış ellerini kararlılıkla uzattı Selinay'a. O kadar uzaktan uzattı ki, İngiltere'de Hintçe bir kelime.

13 .


14 . 
Kara kuru kuş, paketle sigara alıp tek tek satıyordu. Apartman alıp daire satıyordu. Kitap okuyup şiir satıyordu. İnsan gibi yaşıyor, böbrek gibi para ediyordu. Dolmuş olarak gidiyor, koltuk olarak duruyordu.

15 .
Hükümet numaraları artarak ilerlemeye başladığında her şey çok geçti. Zen ustası, derin bir nefesle bütün cevizlerini topladı, o hayalindeki memleketi, onu hep çeken bilmediği bişeylerle dolu ancak ayakkabılarının bir türlü gitmek istemediği ülkeyi kimse görmesin diye, gözlerini, çuvalın en köşesine, cevizlerin en altına, karanlığın en güzel gününe sakladı. Görülmemiş bir yerden gelmek usta işi bir gelmektir. Zen ustası, oradan, kıtlık ve savaştan, bunların bir yer adı kadar yerleşik, birleşip petrol olalım düşüncesi kadar eski, bitkisel, ölü ve bugünlerde herkese farklı gülen toprağın insan sureti kadar mekan dışı olduğu oralardan geliş o geliş buldu kendini.

16 .
Yaşayan camcı, numaratörlü tesbihini bir hükümet daha ilerletirken diafondan gelen sesle irkildi. Senin taptığın, benim ayağımın altındadır mı diyordu ne diyordu. Altın lafını duyar duymaz, satanik bir ürperme geldi. İçindeki köpekbalığını güvenle izliyordu. Kat kat aşağı indi, yeryüzünü mitolojide mahallenin en güzel kızı tırnağıyla kazmaya başladı. Bişey yapmadım edasıyla ellerini kaldırmış milyon yıl öylece bekleyen ağaç buldu. Teoride mümkün, pratikte yerin dibine geçmiş bir yaşam. Manzara kapatırken Allahından bulan uçaklar buldu. Pire için yorgan. Bir ceviz çuvalı. En altta bir çift göz.

17 .
Zen ustası, yığıldı kaldı. Patlayan bir silikon tabancası.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder