26 Kasım 2014 Çarşamba

Silahlanmanın Halleri


Her şey en eski zamanlarda insanın avlanmak ve kendini korumak için ilkel bir silah icat etmesiyle başladı.
Neden korunmak istiyordu insan? 
Mistik güçlerden mi? 
Doğa olaylarından mı? 
Yoksa hemcinslerinden mi? 
Elbette hemcinslerinden… 
Çünkü doğal halde insan vahşidir. 
-Boşuna dememiş Hobbes insan insanın kurdudur diye.-
Zamanla evrilen insan zekâsı ile silahlarda gelişmiş ve çeşitlilik göstermiş. Tabi bu öngörüden bihaber zekâlar idrak edememiş olmalı gelecek nesillerin hayatlarında nasıl etkili olacaklarını. 
Lakin çok sonra anlayanlar da vardır ki biri de meşhur AK – 47/74’ ün mucidi olan Mikail Kalaşnikov’dur. 
Pişmanlığını ‘insanlara yararlı olacak, çiftçilerin kullanabilecekleri bir makineyi icat etmiş olmayı yeğlerdim, bir çim biçme makinesi örneğin.’ Şeklinde ifade etmiş. Geçti Bor'un pazarı Mikail Efendi… 
Affedilmeyi mi beklersin? 
Vicdanınla başın dertte mi?
Bir yandan pişmanlıklarını dile getirenler. Silahsızlanma yolunda çaba gösterenler... Diğer yandan ulusların silah gücü bakımından birbirinden üstün olmak için girdikleri çaba, sanayileşen silah üretimi, silahlanma politikaları yetmezmiş gibi bireysel silahlanma hadisesi… 
Netice de tetiğe basılmadan önce son nefesini veren milyonlarca insan. 
Ee, bu mudur yani insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip olan silahın meziyetleri! 
Suçlu kim? 
Silahı icat eden zihinler mi? 
Onu tutan eller mi? 
Yoksa silahın kendisi mi?

Gizem Can

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder