29 Kasım 2014 Cumartesi

Polisiyede 20 kural


Her polisiye yazarının haysiyeten uyması gereken 20 kural:

1. Okur, gizemi çözmekte detektif ile eşit şartlara sahip olmalıdır. Her ipucu açıkça belirtilmeli ve açıklanmalıdır.
2. Suçlunun, detektifi yanıltmaya yönelik çabaları hariç, yazar okuru yanıltmaya çalışmamalıdır.
3. Romanın konusu aşk olmamalıdır. Sorun, âşık bir çifti nikâh memuru karşısına çıkarmak değil; suçluyu hâkim karşısına çıkarmaktır.
4. Detektifin kendisi veya resmi soruşturma görevlilerinden herhangi biri, suçlu çıkmamalıdır.
5. Suçlu mantıksal yöntemlerle tespit edilmeli, sehven, şans eseri veya kendiliğinden itiraf sonucu ortaya çıkmamalıdır.
6. Bir detektif romanında bir detektif bulunmalıdır. Görevi, ipuçlarını toplamak ve ilk bölümdeki naneyi yiyen o suçluya ulaşmaktır.
7. Detektif romanında bir ceset olması şarttır ve ceset ne kadar ölü ise o kadar iyidir.
8. Suçun çözümlenmesi tamamen nesnel yöntemlere dayalı olmalıdır. Düşünce okuma, ruh çağırma seansları, cam küreler vb. gerçeküstü yöntemler tabudur.
9. Bir -ve sadece bir- detektif olmalıdır.
10. Suçlu, öykünün bir bölümünde yer almış bir kişi çıkmalıdır; yani okurun daha önce tanıdığı, ilgisine mazhar olabilecek bir kişi olmalıdır.
11. Katil uşak olmamalıdır! Normalde kendisinden suç işlemesi beklenmeyecek biri çıkmalıdır ki, okurun zahmetine değsin.
12. Bir -ve sadece bir- katil olmalıdır, kaç cinayet işlenmiş olursa olsun. Suçluya ufak tefek yardımı dokunanların olması doğaldır; ama nihayetinde tüm günah tek bir kişinin omuzlarına binmelidir. Okurun öfkesi sadece bir kişiye yönlenebilmelidir.
13. Gizli teşkilatların, mafya vb. suç örgütlerinin, detektif romanında yeri olamaz. Katile sportmence bir müdafaa şansı verilmesi gerekir; ancak arkasına bütün bir teşkilatı alması kabul edilemez. Hiçbir üst-sınıf, kendine saygısı olan katil bu tür bir avansı kabul etmeyecektir.
14. Cinayetin işleniş şekli ve sorgulanma yöntemi, rasyonel ve bilimsel olmalıdır.
15. Gizemin çözümü her zaman açık olmalıdır. Okur, çözümü okuduğunda, romana baştan bir göz attığı takdirde, çözümün aslında orada yatmakta olduğu, bütün ipuçlarının gerçek suçluya işaret ettiği konusunda ikna olmalıdır; detektif kadar kurnaz ise son bölümü okumadan suçluyu tahmin edebilmelidir.
16. Detektif romanı uzun uzadıya tasvirler, yan-konulara odaklanan edebi kısımlar, özenle işlenmiş kişilik analizleri, keza herhangi bir "atmosfer" kaygısı içermemelidir. Bu tür pasajların suç ve detektiflik kurgusuna bir katkısı yoktur. Kurguyu, asli konu ile ilgisiz taraflara çekecek şekilde bölerler. Asli konu bir gizemin ortaya konması, incelenmesi ve başarılı bir şekilde çözüme kavuşturulmasından ibaret olmalıdır. Diğer yandan elbette, öyküye gerçekçilik kazandırmak için yeter derecede açıklama, karakter tasviri yapılması gerekecektir.
17. Bir detektif romanında katil, profesyonel bir suçlu çıkmamalıdır. Hırsız ve haydutların işledikleri suçlar, polis teşkilatının alanına girer; zeki amatör detektiflerimizin değil. En cazip katil bir kilise rahibi veya hayırsever bir bakiredir!
18. Detektif romanında suç sanılan eylemin intihar veya kaza olduğunun anlaşılması kabul edilemez bir durumdur. Bunca zahmetin sonucu böyle bir sonucun çıkması, okurun güvenini zedeler ve kalbini kırar.
19. Detektif romanlarındaki bütün suçların sebebi kişisel olmalıdır. Bir cinayet öyküsü okurun gündelik deneyimlerine yakınlık taşımalı, bastırılmış hislerine hitap edebilmelidir.
20. Nihayet, kendine saygısı olan hiçbir detektif romanı yazarının artık yararlanmak istemeyeceği birkaç yöntemi burada sıralıyorum:

Suçluyu cinayet yerinde bırakılmış bir sigara izmaritinin cinsi yardımıyla tespit etmek. 
Suçluyu itirafa zorlayacak, uydurma bir ruh çağırma seansı. 
Düzmece parmak izleri. 
Zeka geriliği olan tanık. 
Havlamayarak, katilin tanıdık olduğunu ele veren köpek. 
Suçlunun, suçlu gibi gözüken ancak masum olan birinin ikizi veya ona çok benzeyen biri çıkması. 
Detektif tarafından çözülen şifreli bir metin.

Kısaltılmış bir alıntıdır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder