Tribünlerde Bir
Baltalı İlah
Yahya
Eski ahşap kapalıda
Hani tahtadan direkler
Tribünler düz, koltuksuz
Orada hep ceketiyle bir Yahya
Hep güzel, hep güleç
Öfkesi bir sabah yeli
Öfkesi bize şenlik
Rüzgârla, yağmurla
Yel değirmenleriyle dost
Sesi uğultularda bir adam
Kâbusudur hakemlerin
Hepsi birer kötü adam
Tribünlerin Zagor’u
İntizarıyla
Adana’da
Bir Baltalı İlah
Herkes hata yapar
Yahya affetmez
Say ki Romalılara sesleniyordur Antonius
“Adanalılar, dostlarım!
Şu sahada gördüğünüz kara gömlekli
Bir alın terinin hırsızıdır!”
Yani bir zulmü anlatır
Bilirdik, Yahya’nın aklından geçen bunlardı
Diyemezdi anlardık
Tribünlerin birinden bir Yahya geçti
Kendi lisanında
Geçti gitti…
Sanki tarifesiz bir tren anonsunda
“Sevgili Adanasporlular,
Kapalı müdavimlerinden
Bir güzel taraftarımız Yahya
Hayata veda etmiştir”
Kalktık alkışladık…
Peki, bir Yahya’yı
Tribünlerden
Başka nasıl uğurlardık?
______________
Şimdi Futbol
Bir Veda İmgesidir
Adana’da
______________
Down Sendromlu bir taraftarımız
vardı, Yahya (tribündeki adı Dilsiz Yahya). Dünyanın en sakin ve aynı anda en hiddetli adamıydı. Konu Adanaspor olunca, tahammül edemediği şey, takımın hakkının yenmesiydi, hiddet dediysek onun tatlı öfkesiydi. . Bu manada ondan en çok hakemler çekmişti. Muhtemelen gıyaben... Böyle...
Onu hikâye eder on ikinci şiir.
Bu şiirde, mümkün olduğunca, bir güzel Yahya, lisanına uygun bir şekilde anlatılır olmuştur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder