Yazdönümü
Ayaklanması
kara ormanlardan geçtik kabilemin Kargaları ve ben
dönülmeyecek bir yere otağ kurmuşuz, açız, lanetliyiz
yalnız kavimlerin gecesi, ışıyan kuzey yıldızı
bir ıstıraplı hayattan kavruk mühürsüzler onlar, ama ne
güzeller
ovada ateşler yaktığımız yazdönümlerinde
en güzel günlerimi yaşadım
anlamıştım, görmüştüm kimsesiz olmadığımı
taş devrini, bombalar arasında barikatlar üzerinden
geçerken
yağmuru ilk gördüğümüzde
çeliğe ilk su verdiğimizde
isyanı kınından çektiğimizde
korku kıyısını geçtiğimizde
atları denize sürdüğümüzde
orağı çekiçle dövdüğümüzde
de ki bir Pagan şöleninde
ben ve kabilem
karlı bir ormandan geçtik, karanlık bir bin yıl yaşadık,
kaybolmadık, yosun tutmuş kayalara yaslandık
ah, genç ö l ü l e r i m i z i kuru yapraklarla örttük, ama durmadık
gittik
ilk barikatı kurduğunda kadınlar süte kestiler
ilk ateşi yaktığında evrildi adam
kabilem şimdi uçsuz bucaksız m e y d a n l a r d a
kutsal ağaç güç ver bize
büyük ateş sönmesin, uzun
yürüyüş durmasın
mühürsüzler, ateşe gidiyor
yaz ikindisinde toprak
savrulmasın.
__________
“Kimi yıllar Çukurovaya bahar birdenbire iner.
Çiçekler,
tomurcuklar, kuşlar, arılar, böcekler, otlar birdenbire bastırır.
Ilık güneş
apaydınlık ortalığı doldurur.
Kurdu kuşu,
börtü böceği yılanı karıncasıyla bütün yaratık
yuvalarından
dışarıya uğrayıp şaşkın, telaşlı, yeni,
taze bir
dünyaya kavuşmanın sevinci içinde yumuşacık toprakta gezinirler.”*
(*) İnce Memed’den / Yaşar Kemal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder