4 Haziran 2015 Perşembe

Turuncu, Hakan Savlı

Evvel zaman içinde zenci bir kadın aşkı öğretmiş şaire, şakalar, oyunlar, öpücükler ve aşk ile.

“ Loş bir odada biraz şaka biraz oyun... Öpücükler
Ve biraz
Aşk la. ”

Aşk garip şeymiş, kimsenin duymadığı ve bilmediği bir müziği dinlemekmiş.

“ Onun kalbiyle uyanmayı
İskenderun yağmurlarını
İki yalnız insanın sevişmesini
Çingene çadırlarından tüten dumanı ”

Gençmiş şair, şiiri sözcükler sanmış. Sonra anlamış şairin bir yapboz ustası, parçaları birleştiren olduğunu.

“ Gençtim... Sözcüklerdi şiir
Oysa şair parçaları birleştirenmiş ”

İnsanoğlunun çevirdiği her türlü entrika: ayrılıklar, suçlar, suçsuzluklar... Hepsi yok olmaya mahkummuş, ki yok olmuşlar da zaten.

“ Uçsuzluklar, suçsuzluklar, ayrılıklar iç içe
Dalga dalga olmuş... Yokoluşa karışmış ”

Gençmiş, deneyimsizmiş, çaylakmış şair, her şey tekdüze görünürmüş. Her şeyin tek bir rengi varmış: turuncu.

“ Boşluklar, artıklar, ışıltılar turuncu ”

Aşk bitip, sevdiğin gidince duyamaz olurmuşsun o kimsenin bilmediği müziği, bir bakmışsın sen de kimse olmuşsun. Sessizliği anlamaya, anlamlandırmaya çalışırmışsın, kendi kendine binbir yol üreterek.

“ Sessizliği anlamanın binbir yolu var
Göğe uçup gitmişse sevdiğin
Bir ilk yaz akşamı denizkıyısında uyu ”

Aşk güzeldi, sen üşürken siyah tenli bir kadın ruhunu ısıtacak aşk şarkıları söylemiş, aşkı öğretmişti sana. Çünkü bir kadın kalbiyle soluk alır, kalbiyle yaşardı. Sen üşürken ve soluk almak için ısınmaya ihtiyaç duyarken, o soluk almak için sadece kalbine ihtiyaç duyar.

“ Çünkü bir kadın kalbiyle soluk alır... ”

Çünkü kadın kutsaldı, sende bıraktığı en ufak bir lekeyi bile Tanrı onaylardı: O, benim.

“ Çünkü bir kadının sana bıraktığı lekelere Tanrı

Parmakizlerini sessizce saçar ”

Çünkü kadın gittiğinde ve gölgesi sona erdiğinde başlarmış acı. Acı gittiğindeyse tek bir renk kalırmış: turuncu.

“Çünkü incecik kara bir kız kaybolduktan sonra yağmurun

İçinde dolaşan gölge oyunu

Ve acının ardından o gelir... Turuncu... ”

Her şey birbirine karışmışken ve hayat akışında devam ederken umudunu kaybetmemiş, çünkü kavuşmanın binlerce yolu varmış. Acı,buruk veya çılgınca. Umut tohumunu ekermiş aşk, çünkü çaresizlik sadece aşkla aşılırmış.

“ Kimi buruk, kimi toprak, kimi çılgınca
Çünkü çaresizlik aşkla aşılır... Sadece aşkla... ”

Nazlıcan Özkut

Hakan Savlı, “Turuncu”, Gizli’den
Sözcükler Yayınları, Mayıs 2015,İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder